59. Haşr Suresi Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir

1. Göklerde ne var, yerde ne varsa Allah'ı tesbih eder (yüceltir). O güçlüdür, doğru hüküm verendir.
2. Kitap ehlinden kâfir olanları, ilk sürgünde yurtlarından çıkartan O'dur. Siz onların (yurtlarından) çıkacaklarını sanmamıştınız. Onlar da kalelerinin kendilerini Allah'tan koruyacağını sanmışlardı. (Ancak) Allah onlara beklemedikleri yerden (azabıyla) geldi[1] ve yüreklerine korku düşürdü. (Onlar) evlerini (yurtlarını) hem kendi elleriyle hem de müminlerin elleriyle tahrip ediyorlar(dı). Ey öngörü sahipleri! İbret alın!
3. Allah onlara (yaptıklarına karşılık ceza olarak) sürgünü yazmamış olsaydı, elbette onları dünyada (başka bir şekilde) cezalandıracaktı. Ahirette de onlar için ateş azabı vardır.[1]
4. Bu (uygulama), onların Allah'a ve Elçisine karşı gelmelerinden ötürüdür. Kim Allah'a karşı gelirse, şüphesiz ki Allah azabı şiddetli olandır.[1]
5. Hurma ağaçlarından herhangi birini kesmeniz veya kökleri üzerinde ayakta bırakmanız hep Allah'ın izniyledir. Sonunda (Allah) yoldan çıkanları rezil eder.
6. Allah'ın, onlardan (mallardan sorumluluğunu Elçisine) verdiği şeyler için siz at ve deve koşturmamıştınız. Fakat Allah elçilerini dilediği kişilere üstün kılar. Allah her şeye gücü yetendir.
7. Allah'ın (fethedilen) şehirler(in) halkından (sorumluluğunu) Elçisine verdiği şeyler, içinizden sadece zenginler arasında (dolaşan) bir devlet olmasın diye[1] Allah, Elçi, yakınlık sahibi (olanlar), yetimler, yoksullar ve yolcu(lar) içindir. Elçi size ne verdiyse onu alın; size neyi yasakladıysa ondan da kaçının![2] Allah'a karşı takvâlı (duyarlı) olun! Şüphesiz ki Allah azabı şiddetli olandır.
8. (Bu ganimet malları), yurtlarından ve mallarından uzaklaştırılmış olan, Allah'tan bir lütuf ve rıza dileyen, Allah'(ın dinin)e ve Elçisine yardım eden muhacir fakirlerindir. İşte doğru olanlar sadece bunlardır.
9. Daha önceden (Medine'yi) yurt edinmiş ve kalplerine imanı yerleştirmiş olanlar (ensar), kendilerine hicret edenleri (muhacirleri) severler. Onlara verilenlerden dolayı göğüslerinde (kalplerinde) herhangi bir ihtiyaç hissetmezler. Kendileri ihtiyaç içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler.[1] Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtulanların ta kendileridir.[2]
10. Bunların arkasından gelenler şöyle dua ederler: "Rabbimiz! Bizi ve imanda bizi geçmiş (bizden önce iman etmiş) kardeşlerimizi bağışla! İman edenlere kalplerimizde hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatlisin; çok merhametlisin![1]
11. Münafıkların, kitap ehlinden kâfir olan kardeşlerine "Siz (yurdunuzdan) çıkartılırsanız, mutlaka biz de sizinle birlikte çıkarız; sizin aleyhinizde kimseye asla uymayız. Sizinle savaşılırsa mutlaka size yardım ederiz." dediklerini görmedin mi?' Allah onların yalancı olduklarına şahitlik eder.
12. Şüphesiz ki onlar (yurtlarından) çıkarılsalar, onlarla birlikte (evlerinden bile) çıkmazlar. Savaşa tutuşmuş olsalar, onlara yardım etmezler. Yardım etseler bile arkalarını dönüp kaçarlar; sonra kendilerine de yardım edilmez.
13. Onların göğüslerinde (içlerinde) size karşı duydukları korku, Allah'a olan korkularından daha şiddetlidir. Bunun sebebi, onların (gerçeği) anlamayan bir topluluk oluşudur.
14. Onlar, korunaklı şehirlerde veya duvarlar (siperler) arkasında bulunmadan sizinle toplu hâlde savaşamazlar. Kendi aralarındaki savaşları ise şiddetlidir. Sen onları derli toplu sanırsın, (oysa) kalpleri darmadağındır.[1] Bunun sebebi, onların akıl etmeyen bir topluluk oluşlarıdır.[2]
15. (Onların durumu), kendilerinden az önce geçmiş ve yaptıklarının cezasını tatmış olanların örneği gibidir. Onlara elem verici bir azap vardır.
16. (Münafıkların durumu) tıpkı şeytan(ın durumu) gibidir. Hani şeytan, insana "İnkâr et!" der. (İnsan) inkâr edince de "Şüphesiz ki ben senden uzağım; şüphesiz ki ben âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım!" der.[1]
17. (Sonunda) içinde ebedî kalacakları ateş ikisinin de sonu olacaktır. İşte bu, zalimlerin cezasıdır.
18. Ey iman edenler! Allah'a karşı takvâlı (duyarlı) olun ve herkes yarın için[1] ne hazırladığına baksın![2] Allah'a karşı takvâlı (duyarlı) olun! Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır.[3]
19. Allah'ı unutan ve (bu yüzden Allah'ın da) onlara kendilerini unutturduğu kişiler gibi olmayın![1] Onlar yoldan çıkanların ta kendileridir.
20. Ateş halkı ile cennet halkı bir olmaz. Cennet halkı elbette kurtulanlardır.
21. Bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, şüphesiz ki onu Allah'a saygı(sı)ndan dolayı boyun eğmiş bir şekilde, paramparça olmuş görürdün.[1] İşte biz düşünsünler diye şu örnekleri insanlar için veriyoruz.[2]
22. O, kendisinden başka ilah olmayan Allah'tır. Görünmeyeni de görüneni de bilendir. O Rahmân'dır, Rahîm'dir.[1]
23. O, kendisinden başka ilah olmayan Allah'tır. Hükümdardır, kutsallığın kaynağıdır, esenlik kaynağıdır, güven verendir, gözetip koruyandır, güçlüdür, istediğini yaptırabilendir, büyüklüğünü gösterendir. Allah onların ortak koştuklarından yücedir.
24. O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren, en güzel isimler sadece kendisine ait olan Allah'tır.[1] Göklerde ve yerde olanlar O'nu tesbih eder (yüceltir). O, güçlüdür, doğru hüküm verendir.[2]
Ayetbul | Kuran Mealleri | Quran | Mehmet Okuyan meali | Haşr suresi